Lindner, Jessica ve dünyanın aç çocukları
- erkan kurukavak
- 2 May 2020
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 19 May 2020
Hür Demokrat Partisi (FDP) genel başkanı Christian Lindner’in ve partisinin liberallik adı aldında sermayenin çıkarlarını savunduğu, kalbinin zenginlerden yana attığını herkes bilir. Son olarak Şubat ayında Thüringen eyalet seçimlerinde CDU’yla bir olup Sol Parti’ye karşı faşist AFD’nin adayını desteklemekle gündem olan FDP’nin başkanı Lindner bu aralar Alman televizyon kanallarının ve basının yeniden yıldızı durumunda.
Şimdiki misyonu, Korona salgınına karşı alınan tedbirlere muhalefet yapıp, ekonomik konjonktürün selameti için bir an önce normal hayata dönüşü sağlamak ve ekonomik olarak konjonktürel düşüşün (Rezession) önüne geçmek. Bu konuda Lindner yalnız da değil. Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Başbakanı Armin Laschert’den sonra Almanya Meclis Başkanı Schäuble de katıldı bu koroya.
Buraya kadar bir sorun yok, herkes bir tartışmanın tarafı olabilir. Bu eğilim kendisini neredeyse dünyanın her yerinde gösteriyor. Korona salgınının altında en çok ezilen ülkeler bile (ABD, İngiltere, Türkiye vs.) tehlike hala devam ettiği halde normal hayata dönüş hayalleri kuruyorlar. Bu konuda bayağı sıkışmış durumdalar ve ekonomik konjonktürü kurtarmak için on binlerce insanın ölümünü göze alabilirler. Bu utangaç ve gerçek amacından çarpıtılmış çığlığı sermaye ve finans çevrelerinin çöküşüne karşı bir feryat olarak anlamak mümkün pekala.
Ama... Anlamakta güçlük çektiğimiz asıl sorun bunu öne sürerken getirdikleri iki yüzlü gerekçeler... Lindner çıktığı her tartışma programında dört duvar içerisine hapsolmuş, ağır şartlar içerisinde var olma mücadelesi veren, toplumun en sefil kesimlerinin zavallı çocuklarından bahsediyor ve ateşli bir şekilde kimsenin bunu yapmaya hakkı olmadığını savunuyor. Yürekleri dağlayan Lindner’in bu isyanına kulak vermemek elde değil tabi, ve çocuklar gerçekten de Korona salgınının en mağduru olan toplumsal kesimi. Ama bununla Lindner ve partisinin ne ilgisi var!
Almanya’da 4,4 Milyon çocuk yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Yardıma muhtaç 1,4 Milyon çocuk bürokratik engellerden dolayı kayıtlarda bile yok ve sosyal yardım istatistiklerde gözükmüyor (https://www.spiegel.de/wirtschaft/soziales/kinderarmut-deutlich-mehr-kinder-betroffen-als-offiziell-bekannt-a-1224339.html).
Jessica, 7 yaşında bir çocuk 2005 yılında Almanya'nın göbeğinde, Avrupa'nın en çok milyonerinin yaşadığı Hamburg kentinde açlıktan hayatını kaybetti. O tarihlerde bir skandal olarak tartışılan bu konu, Eğitim Bakanlığının ve Gençlik Dairesinin biraz eleştirilmesinden, anne-babanın ömür boyu hapse mahkum edilmesinden sonra apart topar bir hafta içerisinde kapatıldı. Peki, bu olaydan sonra Almanya'nın sosyal politikalarında bir değişiklik oldu mu? Hayır! Lindner ve partisi bu çok sefil durumdaki zavallı çocuklar için hangi adımları attı?! Hiç!
Yüz milyarlarca Euro cari fazlası olan Almanya’ya karşın çocuklarda görülen yoksulluk dünya çapında daha büyük bir felaket. Unicef’in raporuna göre dünyada her 10 saniyede bir çocuk açlıktan hayatını kaybediyor https://www.unicef.de/mitmachen/ehrenamtlich-aktiv/-/arbeitsgruppe-frankfurt-main/alle-10-sekunden-stirbt-ein-kind-an-hunger-/161058).
Hal böyleyken Lindner’in Korona günlerinde dört duvar arasına sıkışmış, sosyal olarak mağdur edilmiş çocuklardan söz etmesi abesle iştigal değil mi peki?! Aslında bir barbarlık ve sosyal çöküş olan burjuva uygarlığı için çocuklar, dolayısıyla insanlık, kapitalist toplumun sihirli bir kavramı olan „Ekonomik Konjonktür“ den sonra gelir. Lindner‘in de „çocuklar“ ı öne sürerken aklından geçen aslında „Ekonomik Konjonktür“dür. „Ekonomik Konjonktür“ diğer adı kapitalizmdir. Orada sosyal ve ekonomik olarak dip ve zirve, ve bunu ifade eden ve açıklayan rakamlar ve kavramlar vardır.
AKP’nin Sağlık Bakanının yaptığı gibi, her akşam televizyona çıkıp borsa haberlerini verir gibi Korana’dan ölenlerin ve iyileşenlerin sayılarını vermektir kapitalizm. Orada hep rakamlar konuşur. Düne oranla bugün kaç kişi öldü, tedavi görenlerin kaçı iyileşti... Ve son olarak AVM’ler ne zaman açılacak? Normal hayata dönmek demek, iş gücünün yeniden sömürüsü, kar-zarar marjının yeniden hesaplanması; ekonomik konjonktür yeniden zirve yapması ve hatta patlaması demektir.
Orada insanlık adına bir şey bulunmaz. En sevdikleri kavramlar: Kar, kar oranı, para, faiz… Arz, talep, fırsat… Azalan marjinal fayda, çoğalan maliyet… Enflasyon, deflasyon vb. kavramlardır.
Egemen sınıfların, her fırsatta ırkçı, neo-Nazi Partilerle ittifak etmekten çekinmeyen, Alman sermayesinin çıkarlarını emekçi sınıflara karşı her fırsatta kollayan Lindner, Laschert ve Schäuble gibi muhafazakarların çocuklar üzerinden yaratmaya çalıştıkları „sağ duyu" (common sense) kär marjının yeniden hesaplanmasına yarayan basit araçtır. Kapitalizm çıkarı olmadığı hiç bir şeye yatırım yapmaz. Bunlar çocuk da olsa!..
Kapitalist toplumlarda çocuklar ekonomik olarak ya çok masraflı yüktürler ya da konjonktürel olarak kullanışlı metadırlar. Onlar, Lindner için de, gerektiğinde onun siyasi emellerine hizmet edecek basit bir araçtırlar. „Kategorik imparatif“ (hiç bir koşula bağlı olmaksızın) olarak dünya çapında yoksulluk ve açlıkla mücadele yine gerçek demokratlara, insanlığını henüz kaybetmemiş olan cesur insanlara kalır. Lindner’in ve arkadaşlarının çocuk hikayelerine itibar etmeyin. Sağ duyu peşinde koşarken politik bakımdan dibi boylamak da var! Aklınıza hakim olun!
Erkan Kurukavak
02.05.2020
Comments