Von der Leyen,Gümrük Birliği ve Suriyeli Sığınmacılar

Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu arasında 1963 yılında varılan Ankara anlaşması, 1995 yılında Gümrük Birliği'yle nihai aşamasına ulaştı ve Türkiye'nin Ekonomik ve politik gündemini belirleyen en önemli olgulardan biri oldu. Yani Gümrük Birliği'nin 60 yıla yakın bir geçmişi var ve bu bizi temcit pilavı gibi önümüze sürülerek bir şekilde meşgul ediyor.

Şimdi yine Avrupa Komisyonu başkanı Von der Leyen ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel Erdoğan'la oturmuşlar, Türkiye ile AB arasındaki ticaretin geliştirilmesi gerektiğine vurgu yapmışlar Von der Leyen, "Ticareti daha da artırabilmek için hiç şüphesiz ki Gümrük Birliğinin uygulanmasına ilişkin mevcut zorlukları ele alarak güncelleme için çalışacağız." ifadelerini bilmem kaçıncı defa bir daha kullanmış, tam "Ölme eşeğim yaz gelsin!" anekdotu gerçekleşmiş ama eşek ölmek, sinirler de harap olmak üzere.

Bir sürü boş laf karşısında bütün ümitler sönmek üzereyken, yine Von der Leyen, son anda, Avrupalı hassasiyetiyle, "Türkiye 4 milyon sığınmacıya ev sahipliği yapıyor ve bu sınamayla başa çıkıyor. Sığınmacılara yönelik AB yardımının devam etmesi gerektiği konusunda kararlıyım" deyivermiş, gerçek niyetini belli etmiş, derin bir nefes alınmış ve Erdoğan'ı rahatlatmış.

Evet, İnsan Hakları konusu da gündeme gelmiş ama ölmek üzere olan eşeğe Suriyeli sığınmacılar üzerinden aktarılacak birazcık arpa parası önceden tahmin edildiği gibi aciliyetini korumuş ve asıl gündeme oturuvermiş.

Von der Leyen'in 60 yıl tarihi olan Gümrük Birliği'ne bulunduğu ekonomik atfı göklere çıkaran yandaş basının, Suriyeli sığınmacılar üzerinden gelecek AB paraları karşısında ağızlarından akan suyu bir görseniz, sanki Avrupa Birliğine girmişiz. Çok eğlenceli gerçekten!

Bizim de ömrümüz şu lanet olası Gümrük Birliği haberleriyle geçedursun, görüşme sonrası yapılan ortak basın toplantısına Erdoğan katılmamış. Nedeni belli değil ama ya parayı az buldu, ya da İnsan Hakları konusu canını sıktı. Veya ikisi birden! Son!